Su, ruhumuzun derinliklerinde kendi kendimize var ettiğimiz
evrenin metaforudur. Bu evrende bizi biz yapan her şey vardır. Kendimizle
tanıştıramadığımız korkularımız, açlıklarımız, eksikliklerimiz, tüm bunların
yanında gücümüz ve direnişimiz vardır. ‘İçeride olmak’, suyun içinde olmaktır.
Su; yaşam veren, içine alan, temizleyen su, bu resimlerde saran sarmalayan ve
aydınlatan bir sessizlik evrenidir. Bu evrenin derinliği, kendimize izin
verdiğimiz oranda derinleşen ve sessizleşen yalnızlığımızla ölçülür.
Tek tek figürlerle kurgulanan büyük boyutlu kompozisyonlarda
figürlerin ifadeleri ve kompozisyonlardaki konumlarıyla sağlanan gerilim, suyun
anlatımcı gücünü pekiştirerek izleyiciyi gizemli ve değerli yaşanmışlıklarla,
çatışkılarla, iç içe geçmiş anlamlarla karşı karşıya bırakır. Suyun akışkan,
berrak, içine alıcı ve mistik gücü bir aydınlanma simgesine dönüşür. Suyun
derinlikleri kişinin iç dünyasıdır. Suyun kendine özgü karakteri kişinin ruh
durumlarını, iç dünyasını görsel bir anlatıma dönüştürmeye olanak tanır.
"Gece", 40x50 cm, tuval üzerine yağlıboya, 2010 |
"Oyun", 180x200 cm, tuval üzerine yağlıboya, 2010 |
No comments:
Post a Comment